29 Mayıs 2012 Salı
O gider,Bu gider..Dostluk yanı başımızda kalırsın....
İnsan bazen hayatında değişiklik,yenilik değil de eskiler olsun ister.Mesela yeni aldığı elbisesini değil de,bir arkadaşının doğum gününde alıp da uzun zamandır giymediği bluzunu giymek ister.Bazen dostlar olmasa da yemek yedikleri restaurantın önünden geçip içlerinden birinin anlattığına uzun uzun güldüğünüz masada oturur şereflerine bir şeyler içersiniz.Bazen de onlar yoksa yerlerine başkalarını koymaya çalışırsınız.Başka arkadaşlıklar kurar;sağlam dostluklar edinirsiniz elbet ama hiç kimse hiç kimsenin yerini tutamaz biliriz.Arkadaşlık nedir bilir misiniz.Arkadaşlık cinsiyeti,uzaklığı,kim olduğu umurunuzda olmayan,bir yerdeki varlığından emin olduğunuz ve sadece hayatınızda olduğu için bundan keyif aldığınızdır,arkadaşlık hata yaptığında hem ağzına sıçıp hem de saçını okşayıp göz yaşlarını silebilmektir,senin yaptığının yanlış olduğunu bilse de ders alman için 'sen bilirsin' diyendir,ikiniz de aynı kıyafeti beğenirsiniz de kendine almayıp size aldıran peşinden de 'olsun lazım olunca ben senden alırım hem sana daha çok yakıştı' diyendir,sizin sorunlarınızı kendi sorunu edip sizin için annenizden sonra endişelenen varlıktır,pul koleksiyonu yapmak gibidir arkadaşlık...Önce bir kaç kişiyle başlar, sonra çoğalır ve en mükemmelini seçmeye başlayınca diğerleri değerini kaybeder.En değerlisini de bir gün kaybedince insan bu defteri kapatır,yanlız yaşamaya alıştırır kendini.Arkadaşlık bazen ölür,bazen hiç yok sandığınızda yanı başınızdadır.Her şarkı tutma oyununda mızıkçılık yapıp onun şarkısına sulandığınızda 'tamam bu da senin şarkın olsun sonraki benim olsun' diyendir.Arkadaşlık,dostluk paylaşmaktır.Alışveriştir bir nevi.Paylaştıkça sana seni anlatan,seni sen yapanlardır.10 yılda görüşmeseniz 1 gün buluştuğunuzda,o ilk kucaklaşmanın sıcaklığında herşey 10 yıl öncesine döner,her şey baştan anlatılır,saatler su olur,herkes gider ama o garip duygu varya o işte herşeye bedel sizde kalır.PAYLAŞMAK.Paylaşmak o kadar da zor olmasa gerek.Herkesin çok arkadaşı,dostu olması gerekmiyor ya da her iyi anlaştığınızla arkadaş,dost olun demiyorum.Sadece yanında mutlu olduğunuz,ondan güven duygularını biriktidiğiniz kişileri hayatınızda tutmaya özen gösterin.Onlar radikaldir sevecek kimsenin olmasa da sever sizi,sarılacak kimseniz olmasa da kocaman sarılır ama hepsinden çok dost matematikseldir...Sevinci çarpar,üzüntüyü böler,geçmişi çıkartır.Böyle birini bulmak zor,buldum diyorsanız ona sahip çıkın.Sizden beklediği karşılıksız bir gülüş ve sıcacık muhappetiniz.Arkadaşlık bulunmaz Nimet,hint kumaşı:)Yazımın sonunda sizinle bir hikaye paylaşmak istiyorum.Buyrun Effendim.
Bir hastanede ölümü bekleyen hastaların koğuşu, koğuşta bir oda, odada iki yatak, iki hasta. Birisi pencerenin önünde, öteki duvar dibinde. Yaşamlarının şu son döneminde pencere kenarındaki, sabahtan akşama pencereden bakıp, tüm gördüklerini duvar dibinde hiçbirşey görmeyen arkadaşına aktarır.
"Bugün deniz dünden daha durgun. Rüzgar hafif olmalı. Beyaz yelkenliler belli belirsiz ilerliyor... Park mı ? Park henüz tenha. Salıncakların ikisi dolu, ikisi boş" ya da "Geçen haftaki sevgililer yine geldiler. Eleleler, bir sıraya oturdular. Hep erkek anlatıyor kız dinliyor. Şimdi erkek kızın saçlarını okşuyor... Ne kadar da güzeller."
"Erguvanlar bugün çıldırmış, öyle bir çiçek açtı ki; etraf mordan geçilmiyor. Erikler desen gelinden farksız..."
"Eyvah miniklerden biri düştü. Annesi yetişti bağrına basıyor çocuğu.
Neyse çocuk sustu.
Gülüyor şimdi"...
"Öğrenciler mi ? Onlar yine kitaplarına dalmışlar... dur bakayım haa... simitçi geldi. İki simit alıp beşe paylaştırıp yiyorlar. Şimdi de çocuklara katıldılar uçurtma uçurtmaya... Uçurtma yükseliyor yükseliyor"...
"Hayır yelkenliler henüz görünmedi, ama martıların keyfi yerinde. Baloncu da erkenci. Mavi, mor, yeşil, kırmızı, turuncu kocaman balonları var..."
Hergün böyle sürüp giderken, her gördüğünü anlatırken ansızın, müthiş bir kriz geçirir pencere yanındaki..! Duvar dibindeki düğmeye bassa, doktor çağırabilir. Ve belki de yanındaki arkadaşını kurtarabilir. Ama... ama... arkadaşı ölürse, pencerenin yanı boşalacaktır. Ve duvar dibindeki düğmeye basmaz, doktor cağırmaz. Arkadaşı ölür. Ertesi sabah duvar dibindekinin yatağını pencerenin yanına taşırlar. Beklediği an gelmiştir. Yattığı yerden pencereden dışarı bakar. Pencerenin dibinde kapkara duvardan başka hiçbirşey yoktur.
12 Mayıs 2012 Cumartesi
Benim Salak Zevklerim var
merhaba Sevgili Piller.Bugün sizleri eskilere götüreceğim.Bakın ne buldum.Peçete Koleksiyonum.Ahh Ahh ne günlerdi.Ben sırf pecete toplayacağım diye annemle gittiğim günleri biliyorum.'Gün' durumu nedir ayrıca ya.Şuan bana komik gelen nadir şeylerden birisi.Bence ismi derhal değiştirilmeli.Anne olmazsa Babanneye tembih edilirdi unutmasın peçete diye.Ne hallere düşürmüşüm kendimi şuncacık şeyler için.Hele yurt dışına çıkacak biri varsa Allaaahh kaçmalıydı benden.Yakaladığıma peçete siparişi.Garip zevklerim var kabul ediyorum.Ama çok tatlı değiller mi baksanızaaa<3<3<3
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)